top of page
  • cangulerbensu94

Evrenle Nasıl İletişim Kuracağınızı Biliyor musunuz?

Güncelleme tarihi: 28 Eki 2021


photo by pixabay at pexels


Evren kelimesi ile karşılaştığımda 18 yaşındaydım. Bu kelimenin tam olarak ne anlama geldiğini anlayamamıştım. Yani içinde yaşadığımız dünya ile evrenin ne farkı var ki? diye sordum sesli bir şekilde. Evren ile dünyanın birbirinden farkı yoktu. Sadece evren kelimesini doğadaki her şeyle bağlı olduğumuz bir enerji alanı olarak hayal ediyordum. Bu kısmen doğruydu ama bir o kadar da eksik bilgiler içeriyordu. Aslında evren bizdik. Kocaman bir evrenin küçücük bir hücresi olarak adlandırılan insaoğlu tüm evreni içinde taşıyordu.


Hepimiz hayatımızın çoğunu belli hedefler belirleyip onları gerçekleştirmeye çalışmakla geçiriyoruz. Ama hedeflerimize ulaşmak için evrenle imzaladığımız anlaşmaya ne kadar uyuyoruz? Hayattaki isteklerimle olan bağımı yeni bir iş anlaşması olarak görüyorum. Bu benim para kazanmamı ve hayata daha olumlu hislerle tutunmamı sağlayan en önemli şey . Ama anlaşmayı imzalamamıza rağmen çoğumuzun hayallerinin gerçekleşmesi biraz uzayınca işi bırakıyoruz. ve istemediğimiz bir hayatı yaşamaya devam ediyoruz.


Peki nerede yanlış yapıyoruz?


Aslında hayatta yanlış yapmak diye bir kavram yoktur. Sadece bizi kestirme yoldan hedefimize götürecek o haritamızı unuttuk. Bu dünyaya haritasız olarak iniş yaptığımız için kendimiz olmayı başka yoldan öğrenmeye çalışıyoruz. Kim olduğumuzu unutarak dünyaya gelmiş olsak bile yine de yalnız değiliz. Tepemizde yükselen bir gökyüzü ve tüm dünyadaki canlılarla bağlantımız her zaman bizimledir. Sadece fark etmemiz gerekiyor.

Bu yazımda evrenin bizimle nasıl ilişki kurduğundan ve bunları anlamak için frekansımızı nasıl yükselteceğimizden bahsedeceğim.


Ruh hali iniş çıkışları


Gün içinde bir anda mutsuz olup bir anda tekrar mutlu olmanız illa ki, bir haber alacağınız anlamına gelmiyor. Ama son zamanlarda kendimi güçsüz buluyorum ve hiçbir şey yapasım gelmiyor. Ve bu iniş çıkışları yorumlamanın bir yolunu buldum. Gün içinde yaşadığınız ani ruh hali değişimleri ( psikolojik rahatsızlıklardan bahsetmiyorum.) Basit bir özüne dön anıdır. Aniden mutlu olmak, ya da içinde nedenini bilmediğin bir sıkıntıyla baş başa kalmak kişiye gönderilen basit bir ‘’şu anda doğru zaman’’ işaretidir. Ne yapmak istiyorsan seni sıkan zihnini bırak ve otantik benliğinle bir olmak için küçük bir adım at.


Frekansını yükseltmek için: Toksik pozitifliğe, düşünceden düşünceye atlamaya bir son ver. Duygularını yaşayıp, içindeki gölgelerle barışmazsan hiçbir meditasyonun üzerinde etkisi olmayacak. Gelene ve gidene izin ver. Duygularını yaz ve tanı. Senin için önemli olan nahtar kelimelerini belirle. Bu kelimeleri hayatında daha çok kullan. Ya da o alanları geliştirmek için çalışmalara başla.


Tekrarlayan kelimeler


Bazen internette bir şeyler okurken ya da izlerken sanki kasıtlı olarak karşımıza aynı kelime çıkar. Hayır tüketim alışkanlıklarımızı kontrol eden reklamlardan bahsetmiyorum. Hiç ilgilenmediğimiz halde dikkatimizi çekmek için uğraşan cümle ve kelime öbeklerinden bahsediyorum. Astroloji ve tarotun rehberliği ile tanışmadan önce karşıma sürekli, yükselen burç, doğum haritası gibi kelimeler çıkıyordu. Artık tekrarlanan kelimeler öyle büyük bir boyuta gelmişti ki, dinlediğim şarkının bir sözünde burcun ne? sorusuyla karşı karşıya kalmıştım.


Frekansını arttırmak için : Düzenli olarak karşınıza çıkan ve birbiriyle örtüşen kelimelere dikkatinizi daha çok verin. 2 hafta boyunca bu durumu takip edin. Hangi kelimelerle karşılaşıyorsunuz? Bu örneğe yürüdüğünüz yolda gözünüze çarpan sayılar ve sokak adları da dahildir. Çünkü sürekli geçtiğimiz yerdeki bazı detayları yeni fark etmeye başladıysanız, burada size açılan yeni bir kapı var demektir. Yeni gerçekliğinizi tanımaya başlamak için geç kalmadınız.


Sezgi artışı


Ne kadar mantıklı olursanız olun içinizde daima sezgisel bir kişi vardır. Sadece evrenle, doğayla ve özünüzle olan bağlantınızın sesini kapatmayı tercih etmişsinizdir. Eğer üst üste anlam veremediğiniz bir şey yaşıyorsanız önce zihninizin sesini duyarsınız. Zihniniz her şeyi tesadüf olarak adlandırmayı sever. Çünkü madde ötesini görmek zihnin işleyişinde yoktur. Ama siz bir şeylerin tesadüf olmadığının farkına varırsınız. Mantıklı yanınızdan uzaklaşmaya başladığınızda iki şey gerçekleşir.


1. Daha önce duymadığınız bir ses ortaya çıkar. Bu ses zihin kadar soğuk, eleştirel değildir. Yumuşak ve yol göstericidir. Bu kalbin sesidir. Ve sizin şefkatli olan tarafınızdan gelir.

2. Kalbinizin sesini fark ettiğinizde,zihniniz o kadar yüksek sesle konuşmaya başlar ki, siz artık kalbinizin sesini ayırt edebildiğiniz için şaşırırsınız. Ve hep aslında benimsediğiniz kişiden farklı olduğunuzu anlarsınız. Kalbin sesini bir kez duyduktan sonra artık bambaşka bir bakış açısı da hayatınıza dahil olmuştur.


Frekansını yükseltmek için: Zihin ve kalbini dengeleme egzersizleri yap. Egon seninle konuşmaya başladığında bunları yaz. Ve aynı şekilde kalbinin seninle hangi kelimelerle konuştuğuna dikkat et. İkisi arasında nasıl bir fark var? Hangi ‘’seni’’ daha çok sevdin. Ve hangi ses tonu sana hayatta daha çok ilerleme imkanı verdi? Bu soruları dikkatli bir şekilde cevapla.


Eksiklik hissi


Eğer hayatınız boyunca 1 parçası eksik bir puzzle yığını gibi hissettiyseniz size önce kendinizi sevmeniz gerektiğini söylemeyeceğim. Kişi bazen kendini sevse bile boşlukta gibi hisseder. Sadece sürekli anlamlandıramadığı bir deliği kapamaya çalışıyor ama başaramıyordur. İşte bu hayattaki anlam arama yolculuğumuzun başladığı yerdir. Evren bizim hikayemizi bizden daha iyi bilir. Ve içimizdeki o yarım olma hissi artık hayat amacımıza olan yolculuğun başladığına işarettir. Ama bilinçli zihnimiz kurulu düzenimizi yıkmak istemediği için bizi türlü korku senaryolarıyla sabit hayatımızda tutmaya çalışır. Zihin şu anda sahip olduklarınızla, kalbiniz ise sahip olmak istediklerinizle ilgilenir. O zaman size doğru yolu kimin göstereceğini tahmin edebilirsiniz değil mi?


Frekansını yükseltmek için: Seni hayatta en çok mutlu eden her türlü konuyu düşün ya da yaz. Bu konuları hayatının hangi dönemlerinde keşfettin? Üzgün olduğunda mı yoksa mutluyken mi sana geldiler? Hepsi sana hayatının kalitesini yükseltmek için bir şey anlatır. Onları dinle.



İlham


İlham çoğu zaman en farklı yerlerden gelir. İlham beklenmedik bir durum olduğu için onu her zaman doğru zamanda yakalamak da kolay değildir. İlham bazen yüzümüzü yıkarken bazen sabah metrodayken bazen de duşta şarkı söylerken gelir. Garip yerlerde gelen ilhamın net bir anlamı vardır. Beni yakalayabilirsen hayatına talih getireceğim. Anlamsız yerlerde gelen ilhamlarıma yetişmek için hafızamı çok iyi eğittim. Çünkü bunlar siz motivasyonluyken asla size gelmezler. Sizin onlara gitmeniz gerekir. Her zamankinden daha canlı ve yaratıcı hissediyorsanız bunun belirgin nedenlerinden biri de evrenden çağrı almanız olabilir.


Frekansınızı yükseltmek için. Canınızın sıkılmasına izin vermeniz, biraz başı boş alan yaratmanız ilhamınızı arttırmak için oldukça önemlidir. ve en basit günlük alışkanlıklarda bile mindfullness teknikleriyle yaşamanız ilhamınızı daha rahat algılamanıza yardımcı olur. Bu yüzden tüm duyularınızı açın ve ilhamınızı kucaklamaya hazır olun.


Sonuç olarak;

Evren aklımızın alamayacağı kadar sonsuz olasılıkları önümüze sunmakta ustadır. İçinizdeki mantıklı bahaneleri bir kenara bırakıp, tüm canlılarla olan enerjisel bağınızın farkına vardığınızda bir bütün olmanın keyfini yaşayabilirsiniz.


Evrenle uyumlu olduğunuzda nasıl sorusunu sormaya gerek duymazsınız. Çünkü sizden üstün bir aklın yaşamınıza doğru kişileri, doğru işleri getirdiğini her seferinde bilirsiniz. Bu yüzden bu üç kelimeye sadık kalmanızı tavsiye ederim. İnanç, hareket ve akışta kalmak.



36 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page