top of page
  • cangulerbensu94

Hafta 5 - Zaman kavramı, Hayal kırıklığını aşmak





Dün kötü bir deneyimden geriye kalan hayal kırıklığımı dindirmeye çalışırken aklıma bir düşünce geldi. Evet şu anda canın sıkkın, her şeye yeniden başlamak hoşuna gitmiyor. Ama sen değil miydin her deneyim daha güçlü olmamızı sağlar diyen? Evet kendime bunları söylerken hiç de Ted konuşması yapacak durumda değildim. Ama bu cümleler aklımdan öylesine geçti ve bana hayatta tek değişmeyen şeyin deneyimler olduğunu yeniden hatırlattı. Deneyimlerin yüklerini birer hayat dersine çevirmek elimizde ama bu kulağa sıkıcı bir nasihatmiş gibi geliyor. Halbuki tek yapmamız gereken olaylara başka bir yerden bakmak.


Bu kötü deneyimden önce hayal kırıklığı yaşamamak için başvurmadığım onlarca yere baktım. Hepsi de parçası olmayı çok istediğim yerlerdi ama ‘ya başaramazsam’ korkusu bedenimi ele geçiriyordu. Aldığım her ret cevabı biraz daha dibe vurmamı ve yeteneksiz olduğumu kanıtlayacak gibi hissediyordum. Ama hayır! Ben sadece olası sonuçları yaşamaktan kaçıyordum. Kaçınca ne olur biliyor musunuz? Sonucu varsayımların eline bırakırsınız. Ve ortada kocaman bir keşke kalır. Ama hayat kaçmak için çok büyük bir yer. Koşunca yorulursun, yürüyerek de geçmeye çalışırsan yakanırsın. Ve ben de iki durak arasında bir yerde bir hayal kırıklığına yakalandım.


Şu anda önümde duran büyük bir kaya parçasının kalktığını hissediyorum. Bundan 2 ay önce korkup yapmadığım şeylerin nedenlerini düşünüyorum. Ama bulamıyorum. Hiç bir yere koymamışım o nedenleri, bir anda ortadan kaybolmuşlar. Ama ne olduğunu biliyorum. Büyük bir hayal kırıklığının ardından artık kaybedeceği bir şey kalmayan yazar sonunda o çok istediği yere doğru yola koyuldu hikayesi bu.


Ve sonra tekrar aklıma bir düşünce geldi. Beni yapmak istediklerimden alıkoyan tek şey zihnimdeki limitlermiş. Oysaki birkaç zaman önce trafik çok sıkışık görünüyordu şimdi ise yol bomboş, koşmana da gerek yok. Yürüyerek karşıya geçebilirsin diyorum kendime usulca.


Şimdi önünüze koyduğunuz bahanelere yani kayalara yakından bakın. Geçerli bir sebep gibi duruyorlar. Hak veriyorum ama onları önünüzden kaldırdığınızda yolu açacaksınız. Ve aslında her bir bahanenin ne kadar da küçük olduğunu fark ettiğinizde şaşıracaksınız. Ve şaşkınlığınız bahanelerinizden çok daha büyük olacak inanın bana.


Konfor alanı


Bugün aklımdaki bir filmi ararken tesadüfen ilginç bir filmle karşılaştım. Adı Göl Evi. Filmde kadın karakter asla tanışamayacağım bir adama kalbimi vermek istiyorum diyordu. Bu cümleye üzülsem de aynı zamanda garip bir şekilde hoşlandım. Daima imkansızı seviyorum. Bir şeyin kolay bir şekilde olması hoşuma gitmiyor çünkü çabalamaktan hoşlanıyorum. Ya da garip bir şekilde sonuç değil de sürecin her saniyesini fark etmeyi seviyorum. Her neyse, filmde uzak mesafe ilişkisinin ötesinde aynı zaman diliminde ama farklı yıllarda yaşayan iki insan vardı. Zamanın doğrusal olduğuna inanıyorum. Geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda yaşanıyor. Bazen anlayamadığımız şeylere de inanmamız gerekiyor. Çünkü yarın ne olacak bilmiyoruz. Bu yüzden bilinmezlik aleminde yaşamaya umut deniyor.


Sahip olduğum hayatı yaşamayı öğrenmeliyim. Bu cümleyi bir kez düşündüğümde bir şey anlam ifade etmiyor. Ama ikinci kez daha iyi odaklandığımda anlıyorum. Önce sahip olduğum hayatın tadını çıkarmalıyım. Biliyorum dışarıda sayısız olasılıkta yeni deneyim var. Hayatımızı değiştirmek için 1 gün bile büyük bir öneme sahiptir. Ama hep unuttuğumuz o şeyi kendime her gün hatırlatıyorum. Yaşamak istediğin hayat için bir şeyler inşa ederken şu anda sahip olduklarını da ihmal etme. Sahip olduğun şeyler arasında beni en çok mutlu eden şeyleri bulmalı ve onlara sahip çıkmalıyım. Hayallerim ve gerçekliğim arasındaki yolun çizgisini iyi çekmezsem eğer daima arafta kalacağımı biliyorum.


İlham veren zihinler


Hayalkırıklığı diyince aklıma ilk gelen karakterlerden biri Anne with an E’deki Annedir. Anne ilk bölümlerden itibaren hayatı boyunca çok fazla hayalkırıklığına uğramış bir genç kız olarak çıkıyor karşımıza. Ama Anne’nin her hayalkırıklığının altından kalkmasını sağlayan büyük hayalleri, geniş bir kalbi ve güçlü bir cesareti var. Anne kitapların ona verdiği geniş hayal dünyasının kapılarından geçerken her seferinde defalarca düşüyor. Düşünce canı acıyor tabii, en çok da kalbi ve bir cam kadar hassas olan hayalleri kırılıyor. Ama Anne yerden kalkıyor, cam kırıklarını topluyor ve yoluna daha güçlü bir şekilde devam ediyor.


Eğer bana bir dizi karakteriyle yaşasan kimi seçerdin diye sorsalardı ben hiç düşünmeden Anne’yi seçerdim. İnsan duygularından anlayan, çağdaş bir zihne ve kocaman bir hayal dünyasına sahip Anne ile saatlerce konuşup mutlu olmak hepimize iyi gelirdi bence. Anne’nin kırılganlığı, açık fikirli oluşu, hümanistliği insanlığın genelinin unuttuğu tüm erdemli davranışları kendinde barındırıyor. Bu sebeple hepimizin içinde bir tane Anne yaşasaydı dünya daha güzel bir yer olur muydu acaba diye düşünmeden edemiyorum bazen. Yine de yolumda ilerlerken Anne with An E’den bir bölüm açıp Anne benim durumumda olsa nasıl tepki verirdi diyip kendimi yüreklendirmeye çalışmak bile yetiyor. Çünkü hayatta her attığımız adım güzel bir sonla bitmek zorunda değildir. Ama attığımız o adımların bizi eninde sonunda güzel bir şeye götüreceği kesindir diyerek Anne pozitifliğiyle bu haftanın bültenin de sonuna geliyorum.


📮📮 Öneri kutusu 📮 📮


İzlediğim filmler:

Bu haftayı İngiliz Edebiyatının en önemli İdealist kadın yazarlarından Jane Austen’e Ayırdım. Austen’in romanlarından uyarlanan filmleri izlerken hayallerim hakkında bol bol düşündüm.

· Pride and Prejudice

· Becoming Jane

· Northanger Abbey

· Mansfield Park


Okuduğum makaleler :

Bu hafta empat olmakla ilgili makaleler okudum. Bir empat ve INFJ karakterine sahip biri olarak kendimi içsel vedışsal etkilerden korumak zorunda olduğumu hissediyorum. Bu yüzden siz de zaman zaman yorgun, keyifsiz, enerjisi çekilmiş hissediyorsanız, enerjinizi koruma vakti çoktan gelmiş demektir.


Heyecanlandığım bir şey:

Uzun sonbahar yürüyüşleri, yeni şehirler keşfetmeye başlamak. Doğanın kışa hazırlanması tıpkı bizim kıştan önce kabuğumuza ( düşüncelerimize) çekilmemiz gibi.


Dinlediğim en son şarkı: Dream- Bobbalgan4
Comfort food: Bol acılı noodle çorbası
Denemek istediğim bir şey: Kundalini Yoga
34 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page