top of page
  • cangulerbensu94

Tezahür Nedir? Hayallerimizi Gerçekleştirme Sürecinin Ardındaki 5 Gerçek


photo by manav at pexels


Sadece istemen yeterli o zaman dilediğin her şey olur gibi sihirli lamba klişelerinden nefret ediyorum. Materyalist ve acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Ve hayatın zorluklarıyla eriyen insanlara sadece istemen yeterli dediğinizde dalga geçiyormuşsunuz gibi geliyor. Evet spiritüel öğretilerin bize aktardıklarını insanlık olarak çok hafife alıyoruz. Ama kimse oturduğu yerden para, ün, şöhret kazanamaz. Ya da hayalinizdeki insanı pencereden dışarıyı izlerken bulamazsınız. İsteklerimizi 3 boyutlu dünyamıza getirebilmek için yapmamız gereken gerçekçi adımlarımız olmalıdır.


Ne istediğimizi bilmek hayatımızı şekillendirmenin önemli bir parçasıdır. Ama istediklerimizi bildiğimiz halde harekete geçmekte zorlanıyorsak hiçbir mucizevi hamle bize yardımcı olmaz. İnsanların çekim yasası benzeri yöntemlerle ile ilgili yanlış anladığı nokta burasıdır. Tezahür etmek yüzde yüz insan emeğine dayanır. Herhangi bir ‘’sır’’ yoktur. Hayallerimin mucizevi bir şekilde gerçekleştiğini sanarken aslında arka planda işleyen bir süreçten haberdar değildim. Bu süreç daima inanç ve sürekli olarak düşünceyle birleşen bir çabanın birleşimiydi.Evet mucizeler vardır ama sıkı çalışmadan isteklerinizin sonuçlarını kapınızda hediye paketi olarak bulamazsınız.


Bu yazımda bugün, hayallerimizi tezahür ettirme sürecine dair yanlış bilinenleri gerçekçi bakış açıları sunarak yıkmaya çalışacağım. Pembe gözlüklerle yazılan hayalleriniz gerçek olsun makalelerinden sıkıldıysanız okumaya devam edebilirsiniz.


Tezahür ile ilgili en önemli nokta nedir ?


Hayallerimizi tezahür ettirmenin 3 önemli noktası vardır. İnanç, güven ve eylem. Bu üçünden herhangi biri eksik olursa bile siparişiniz gecikir. Alışveriş yaptığınız yere sokak adınızı yazmadığınızı ya da yanlış yazdığınızı düşünün. Aldığınız ürüne ulaşmak için yaptığınız yanlışı düzelteniz gerekir. Evren de buna benzer bir sistemle çalışır. İstediğin hayata ulaşabilmek için inançlarını ve düşüncelerini düzeltmekle başlamalısın.


İnanç ve güven ve eylem birbirine görünmez olarak bağlıdır. Çok çalışmak da, körü körüne inanmak da hayallerimizi hayatımıza getirmez. Hayatımıza bilinçli eylemleri, güvenli adımları dahil etmezsek yolun yarısında eve geri döneriz.


İstemek neden her zaman yeterli değildir?


İstemek, hayatta neleri öncelik yaptığımızı belirlemektir. Ama isteklerimiz her zaman zorunda olduklarımızın arkasında kalır. Örneğin öğrenciyken dünyayı gezmek çoğu insanın hayalidir. Çünkü henüz öğrencilik yaşamı sorumluluklarımızın en az olduğu zamandır. Ama çok az bir kesim bu hayalini gerçekleştirebiliyor çünkü ortak bir engelimiz var: Para


Para, çoğu isteğimizin önündeki en büyük engellerden biridir. Çünkü materyal bir şeyi sadece isteyerek yaratmayı çoğumuz saçma buluruz. Eh size katılıyorum benim de bu konuda oldukça kafam karışıktı. Ama tek bir şeyi unuttuğumu fark ettim. Parayı neden istiyordum? Ve parayı kazanmak için neler yapıyordum? İhtiyacım olan neden- amaç döngüsünü kavradığımda sonuçların gelmesi hiç de zor değildir.


İstemek tek başına çoğu zaman engellerin arkasında kalan bir mücevher gibidir. Hep bir şeyler isteriz. Ama isteklerimizi somutlaştırmayı unuturuz. Yani isteklerimizin ardında yatan amacı belirlemediğimizde zamanla hedeflerimizden kopabiliriz. Bu yüzden neyi istediğinizden çok hangi amaçla istediğiniz önemlidir.


İşte hayallerimizi gerçekleştirme konusunda 5 gerçekçi bakış açısı


1. Hayatınızla ilgili inançlarınızı gözden geçirin


Hayatınızda neye inandığınız çok önemlidir. İstediğimiz hayatı inşa etmenin önündeki engellerden en önemlisi kendi koyduğumuz asılsız inançlardır. Kendinize neleri hak ettiğinizi ya da nelerden alıkoyduğunuzu düşünün. Elbette pek çoklarımızın otomatik olarak verdiği cevap, ‘’ben her şeyi hak ediyorum’’ olacaktır. Ama bir dakika daha dikkatlice düşünün. Gerçekten bu hayatta her şeyi hak ettiğinize inanıyor musunuz?


Hayatın akışı içinde yaşadığımız deneyim parçalarına baktığımızda, neyi hak ettiğimizi düşünüyorsak onu yaşadığımızı görürüz. Aslında hayatımıza dair kafamızda netleşmiş bir senaryo vardır. Ve bunun dışına çıkmayı pek istemeyiz. Çünkü inandıklarımız tehlikeye girdiğinde kendimizi savunmasız ve güçsüz hissederiz. Ama inandıklarımızın büyük bir yüzdesi ‘’duyduklarımızdan’’ yani dış çevremizden gelir. Her duyduğumuz bize ait değildir. Bu yüzden her ne kadar zor olsa da inançlarımızın da sorgulanması gerekir. Eğer içsel sorgulamalarınız sırasında bazı düşüncelerin size ait olmadığını anlarsanız, yeni bir inanç çerçevesi yaratabilmek için seçim yapmanız kolaylaşacaktır.


2. Pozitif düşünce klişesinden çıkın

Kendinizi gün içinde pozitif düşünmeye zorlamak kadar absürt bir şey yoktur. Canınız ağlamak isterken ve mutsuz olmaya meyilliyken ‘’hayır mutsuz olmamam gerek’’ diyemezsiniz. Bu duygularınızı robotlaştırmaya çalıştığınız anlamına gelir. Toksik pozitiflik denilen tanım da tam olarak budur. Duygusal olarak özgür ve huzurlu hissetmek için duygularınızı salıvermeniz gerekir.


Hayatımızda tezahür ettiremediğimiz şeylere baktığımızda, bu şeylerin ardında üstesinden gelemediğimiz zorlu bir duygu olduğunu görürüz. Bu zorlu duygular hayallerimiz ve gerçekliğimiz arasında sıkışmamıza neden olur. Gerçeklerden kaçarak hayal ettiğimiz hiçbir şeye kavuşamayız. Bu yüzden 2020’nin başında en çok korktuğum gölge yanlarıma bakmaya cüret ettim. Kıtlık bilincim, iyileştirmem gereken iç çocuk ve güvensizlik gibi konuların içini açıp temizlemeye çalıştım. Bu süreç tüm hayatımıza yayılması gereken bir alandır. Duygusal birikimlerimizin her gün biriken çöplerimiz gibi, zamanla temizliğe ihtiyacı vardır.


3. Hedefinizi duygu ile sabitleyin


Hedefler tek başına ruhu olmayan isteklerdir. Bir hedef belirlediğimizde ona kendimizden bir şeyler katmalıyız. Hayalimiz bize özel olmalı ve düşüncelerimizi yansıtmalıdır. Hayalimize duygu boyutu eklediğimizde, titreşimini yükseltiriz. Bu duygular heyecanlanmamızı, amacımıza tutku ile bağlanmamızı sağlayarak, hedeflerimizin gerçekleşmesini hızlandırır. Araştırmalar gösteriyor ki, merkeze hedefinizi koyup, bu hedefi güçlü bir duygu ile beslediğinizde, hedefin bitiş çizgisini önceden görmüş gibi önemli bir sonuç elde edersiniz. Duygu ile hedefinizi sabitlediğinizde herhangi bir dış etken sizi o hedeften döndüremez.


Bir ev mi istiyorsunuz? O zaman o eve sahip olduğunuzda hissedeceğiniz duyguları daima yeşil tutmaya çalışın. Hayalinizdeki mesleği yaparak mı yaşamak istiyorsunuz? O zaman mesleğiniz sayesinde yapacaklarınızı, nihai amacınızın hangi duyguları kapsadığınız netleştirmelisiniz. Örnek olarak ben yazarlığımdan bir süre istediğim miktarda para kazanamasam da bunu yapmanın bana büyük bir duygusal tatmin getirdiğinin farkındaydım. Utangaçlığımın, korkularımın ve sosyal anksiyetemin üstesinden yazarak geldim.Yazmak bir anlam benim terapistimdi. Benim yazarak yaşama hayalime kavuşturan şey duygusal tatmin noktamı bulmak ve geliştirmekti.


4. Eylem planınızı netleştirin


Hayatımızda gerçekleştirmek istediklerimizin eylem planı olmadan sadece birer boş hayal olarak kaldığı psikolojik açıdan da kanıtlanmıştır. Tezahürün bilimsel çalışmalarda kanıtlanmış versiyonu, beynimizin kapasitesinin nasıl çalıştığıyla ilgilidir. Kendimize net bir hedef ve bu hedefi gerçekleştirmek için bir eylem planı belirlediğimizde beynimiz ne olursa olsun nihai amacımıza odaklanır ve onu gerçekleştirir.


Psychology today yazısında Tchiki davis sıklıkla karşılaştığımız tezahür kelimesinin arkasında bir bilim olduğunu söyleyerek,’’tezahür bir düşünceyi alıp onu gerçeğe dönüştürmektir’’ diye tanımlıyor. Fikirlerimizi onlara inanarak ‘’büyüme zihniyetiyle’’ geliştiririz. Dr Carol Dweck tarafından yapılan bir çalışmada da bir şeyi yapabileceğinize olan inancın arzu ettiklerimizi açıkça etkilediğini göstermiştir. Yani bu güçlü inançlarımız bir diğer yönden bir şeyi ne kadar çok istiyorsak, onu gerçekleştirmek için çalışmaya da bir o kadar istekli olduğumuzu gösteriyor.


5. Hayallerinizi detaylandırın


Çeşitli konularda irili ufaklı dileklerimi yazdığım bir defter tutuyorum. Her ne kadar isteklerimi yazsam da birbiriyle alakasız isteklerim için aklımda hep bir soru işareti var. Gelişimini bilmediğimiz hedeflerimize nasıl ulaşacağımızı merak etmek en temel insan şüphesidir. Bu yüzden kısaca hedef açıklama yolunu seçtim. Çünkü evren, genel isteklerde bulunduğumuzda tam olarak ne istediğimizi belirleyemez çünkü ne istediğimizi bilmiyor. İçeceğimize hangi aromayı koyacağımızı evrene söylemeliyiz.


Örneğin serbest gazeteci olarak her zaman yurtdışında çalışmak istediğimi söylerim. Ama ülkem dışındaki her yer yurt dışında olduğu için savaş bölgesine de gidebilirim. Ve tabii ki, bu benim istediğim bir şey olmayacaktı. Bu yüzden dileğimi yazarken olabildiğince detay veriyorum. Aynen böyle:


Ülke adı = o ülkede yer almak istediğim misyon = hissetmek istediğim duygular ve şimdi cümleyi son ek ile bitiriyorum.


Sonuç olarak;


Beynimizin gerçek ile arzuları ayırt edemediği araştırmalarla kanıtlanmıştır. Beynimiz istediğimiz her şeyi bir gerçeklik olarak algılar ve bu istekleri yerine getirmek için büyük bir çabayla çalışmaya devam eder.


Bu nedenle hayallerimizi tezahür ettirirken;

1. İnanç ve güveni eylem adımlarıyla birleştirmek gerekiyor.

2. Hedeflerinize duygu katmalı ve titreşimlerini artırmalısınız.

3. Kendinizi çok iyi tanımalı ve hedeflerinizin ardındaki amaçları netleştirmelisiniz.

4. Toksik pozitiflikten uzak durmalı ve duygularınızın yaşamasına izin vermelisiniz.

5. Hayallerinizi mümkün olduğunca detaylandırmalısınız. Ne kadar çok düşünürsen, sahip olduklarına o kadar çok inanırsın




12 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page